*STK MANTIĞI, FEODAL RÜZGAR VE LİYAKAT *

Günümüz çağdaş koşullarında STK Yapılanmaları, toplumun yönetilmesi ve karar  alma aşamaları üzerinde ciddi bir etki oluşturarak, dizayn mekanizmasında pozitif bir rol üstlenmektedir.

Sosyal ve ekonomik alanda çok ciddi bir etki yaratan STK yapılanmaları bireyin topluma ve devlete karşı sorumlulukluklarını şekillendirdiği gibi, devlet mekanizmasının da bireye yönelimi konusunda ciddi bir pozitif etki yaratmaktadır.

Hemşeri Dernekçiliği de artı yönüyle, toplumu dizayn ve yönetim argümanı olan siyaset üzerinde çok ciddi bir etki oluşturmaya başlamıştır. *Bu etki alanı korunmakla birlikte, ileriye götürme çabasını da alevlendirmelidir. *

Bu etki alanının yarattığı poziflik, liyakat sisteminin doğru örülmesi ile bir çok STK yapılanmasını ciddi bir güç haline getirmekle beraber, Aşiretçi, Kaba aile yönetim sistemi, kabileci Yaklaşım yönetim sistemleri ile de geriletme ve yok etme tehlikesi ile de yüzleştirebilmektedir.

Eskiden aşiret düzeni ile sayısal olarak zayıf olanın kalabalık klanlar tarafından ezilme ve yok edilme tehlikesi ile yüz yüze bırakıldığı gelenek, şimdilerde STK’larda hayat bulma arayışına girmiş durumda.

Yönetimlerde kalabalık aile bağı, Soy bağı, Ahbap çavuşu ilişkileri, bizim oğlandır mantığı ile kirli ilişki ağı oluşturma çabaları da gözden kaçmayacak düzeyde artmış durumda.

STK Yönetim mekanizmaları, şeffaf olmakla birlikte, adil ve genel temsili kabiliyete de sahip olmak zorundadır.

İzmir özelinde örgütlenen, AĞRI ilini temsili konumda yapılanmalardaki olumlu gelişmeler elbette günden güne büyümekte lakin çarpıklık yapılanmalar da gözden kaçmamaktadır.

Bütün STK Yapılarına uyarı niteliğinde eleştirimiz, koltuklar aile mirasımız değildir.

Genel kurullar şeffaf, katılımcı ve aleni bir şekilde yapılmalıdır.

Yönetim koltukları, kitleleri küçük düşürücü, kıyakçı- ayakçı pozisyonlarını doğurmamalıdır.

STK Yönetimlerinde yer alan kişiler ağırlıklı olarak aile bireylerinden ve dost-post çevresinden tercih edilmemelidir.

Temsile kabiliyeti olmayan bireylerden ve  biattan uzak durulmalı ve despot yönetim şekilleri reddedilmelidir.

“Ama iyi insandır” bakışından ziyade “ Adildir, yeteneklidir, akildir, vasıflıdır”  bakışı hakim kılınmalıdır.

Aksi durum hepimizi kutuplaşmaya, hizipçiliğe, itecektir.

Eleştiri - Özeleştiri mekanizmasının gelişmediği hiçbir yapı varlığını sürdüremez, sürdürmemelidir.

Daha aydınlık günler dileği ile…

Deniz BUDAK

MENDERES AĞRILILAR DERNEK BAŞKANI