ALPASLAN, SİVİL TOPLUMU DUYAN KAYBETMEZ

Hafta sonu, AK Parti Ağrı İl Başkanı İlhami Yıldız’ın sivil toplum örgütleriyle ilk kez bir araya gelmesi, şehir adına kıymetli bir başlangıçtı. Davet listesinde teknik aksaklıklar nedeniyle eksikler olmuş olabilir; yine de “başlamak” çoğu zaman en zor ve en değerli adımdır. Sivil toplum örgütleri bu şehrin aynasıdır: Şehrin derdini, talebini, umudunu ve itirazını en berrak şekilde yansıtırlar. Bu yüzden buluşmanın niyeti ve mesajı önemliydi.

Toplantıya bizzat katılamadım; İstanbul’daydım. Fakat konuşulanlara dair aldığım notlarda, Ağrı Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Saim Alparslan’ın vurguları özellikle dikkat çekiciydi. Alparslan’ın altını çizdiği temel hakikati yıllardır söylüyoruz: Sivil toplumu önemsemeyen siyaset tarzı, günü kurtarsa bile yarın mutlaka kaybeder. “Bugün sivil toplumu görmezden gelenlerin, yarın seçim zamanı kapı çalacak adresi kalmaz,” sözü, sadece bir uyarı değil, memleket siyasetinin sınav kâğıdıdır.

Saim Bey’in bir başka isabetli tespiti de şu: Şehre bir bakan geldiğinde, sivil toplum ya bakanla buluşturulmalı ya da bakan sivil toplumun ayağına götürülmelidir. Aksi halde şehir, kendi meselesini en doğru kanaldan aktarma fırsatını kaçırır. Çünkü temsil; basın açıklamasından, protokol fotoğrafından, sosyal medya notlarından ibaret değildir. Temsil, derdi muhatabına doğrudan söyleyebilmektir.

Burada bir parantez de valilik pratiğine açmak gerekiyor. Önceki dönemlerde rastladığımız, sivil toplumla düzenli istişare kültürünün yer yer zayıfladığını görüyoruz. Sayın Valimiz Mustafa Koç’un bu eksikliği gidermesi, sivil toplumu etkisizleştirmek yerine sürece dâhil etmesi, hem şehir yönetiminin kalitesini yükseltir hem de kamuya güveni artırır. Ağrı’nın meseleleri talimatla değil, müzakereyle çözülür; masa genişledikçe akıl çoğalır.

Saim Alparslan’ın çizgisi yeni değil. Daha önce de sivil toplum platformlarında sorumluluk almış, Ağrılıların gündelik ve yapısal sorunlarını ısrarla dile getirmiş bir isim. “Siyaset üstü” bir dille, şehrin faydasını önceleyen tavrı; kurumlar arası köprü kurma iradesi ve sahici teması kıymetlidir. Tam da bu yüzden, bugün ifade ettikleri bir hatırlatma değil, yol haritasıdır.

Son söz: İlhami Yıldız’ın attığı ilk adımı büyütmek; sivil toplum–siyaset–bürokrasi üçgeninde düzenli, şeffaf ve kapsayıcı bir istişare takvimi oluşturmak zorundayız. Bakan geldiğinde, STK’lar kapıda bekleyen değil, masada söz sahibi olan taraf olmalı. Ağrı’nın sorunlarını Ankara’ya taşıyacak omuzlar çok; yeter ki o omuzları aynı masa etrafında buluşturmayı bilelim.

Bu şehir, birbirini dinleyenlerin şehri olduğunda kazanacak.